daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında, bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak, bilip ayırmak, seçmek, ayırt etmek. evet tanımak fiilinin anlamı bu, peki karşımızdaki insanları gerçekten tanıyabiliyor muyuz ? ön yargıların esiri olan o insanları tanımak için ne kadar çaba harcıyoruz ? "to know you is to love you" sözü ne kadar doğru mesela ? Misal, kızgın olduğunuz birgün arkadaşınızın yanındaki insanlarla kurduğunuz iletişimde pek verimli olmadınız. O insanların gözünde "gıcık, uyuz, itici" biri olduğunun farkına bile varmayabilirsiniz. Sonraki görüşmenizde sıcak davranışlarınızın karşısında soğuk bir insan bulup şaşırabilirsiniz. Herkese kendinizi tanıtma gibi bir lüksünüz yoktur, gerçi en yakınınızdaki insan bile sizi tanıyamazken başkalarını düşünmek okyanusu yüzerek aşmaya benzemekte. Kendinizi tanıtma girişimleriniz genelde yapmacık bulunur yani biri bana gelipte kendini anlatmaya çalışsa pek sözlerine itibar etmem çünkü karşınızdaki insanı siz tanımak istersiniz, kendiniz çözümlemek istersiniz. Peki buna yeteri kadar çaba sarf eder misiniz ? İşte bu kısım muallakta kalmaktadır nice zamanlarda. Bir de oyun oynayanlar var ki; aslını inkar edenler. Kendini olduğundan farklı göstermeye çabalamak, olmadığı birini oynamak, hayalindeki kişi olma gayreti. Heleki seyirciyi bulmuş iken Oscarlık performans gösterme girişimleri. Herkes kimi zaman kendine bu kılıfları giydiriyordur, ama önemli olan üstüne yapışıp kendi karakterinizin önüne geçirmemenizdir. Juliet'in Romeosu, Metropolis'in Superman'i, Afrika ormanlarının Tarzan'ı olmak sizinde hakkınız tabi ki.
Etiketler: kahramanlık, karakter, oscar, tanışmak