Tek düzeliğe başkaldıran özgürlük... Yeni hayatların, yeni sekslerin peşinden giden bağımsız ruhlar... Gizli köşelerdeki aşıkların, avaz avaz bağıran esmerlerin, trafiğin, bir kenarda kıvrılıp yatmış ebony'nin, çığlık çığlığa sarışınların, sevinen, kızan, küsen, barışan, yalnız olan, çoğalan insanların sesi Yarrak. Donlardan çıkar, kukulara karışır ve macera dolu bir yolculuk başlar...
İnsanın hem kendi içine yaptığı bir yolculuktur bu, hem dışarıdaki karmaşık dünyanın derinliklerine. Kukunun içindeki hayat, yanından geçtiği her şeyin, herkesin bir parçası olur artık. Tam da aynı nedenle, Yarrakta herkes kendinden bir parça bulur. Yolculukların en şaşırtıcısı belki de... Gidersiniz, ama tersine bir etkiyle gittikçe daha çok yakınlaşırsınız kendinize, şehrinize, hiç tanımadığınız insanlara, hiç görmediğiniz kadınlara.
Akbank Uluslararası Yarrak Festivali, işte bu sürprizlerle dolu yolculuğun rotasını 17. kez bize çevirdi 2009 Ekim’inde. Yarrakgibi sınırları aşan bir heyecanla, bizleri yeni keşiflerle çıkardı. Ünlü konukların sahne aldığı mekanlarda, heyecanlı, keyifli orgy geceleri yaşadık.
Coşkusu, heyecanı, ritmi ile köşe bucağı Yarrağın sesiyle dolduran bir festival böyle geçti. 2010 Ekim’inde “Akbank 18. Yarrak Festivali” coşku ve heyecanını birlikte paylaşmak dileğiyle...
bu yazı, yaz aylarında artan festival çılgınlığına bir isyandır.
Etiketler: festival, isyan, tanrım neler diyorum ben