Geceyarısı blog kuşağı servisinde 2 yazı birden serisinde şimdi sıra Çıplak Kral'da. Hepimiz biliriz değil mi bu hikayeyi, bilmeyen arkadaşlarımızın zaten bu yazıyı okuma şansları olduğunu sanmıyorum zira "Ali" "Topu" etiketlerinin sonundaki o "Tut" etiketini hiç öğrenememişler yazık. Itır'ın her gece pekmezli sıcak süt içtiği bile bilmiyorlardır. Hikayemizin en iyi yardımcı oyuncusu olan o çocuk, Kral'ın çıplaklığını tüm halka haykırıyordu. Ana fikir ise doğrudan Kral'a ve üçkağıtçı adamlara dönüyordu. Ya Kral olucaksın, yada Kralcı fikrini benimsetiyordu. Sakat hikayeydi. Konu orada bitiyor başka öğüt verici hikayeler ile devam ediliyordu. Ama kimse o çocuğa ne olduğunu merak etmiyordu. Hani tamam Kral çıplaktı halkın karşısına çırılçıplak (saflık ve natürelliği değil de angutluğu temsil ediyordu alt metin okuyamayan arkadaşlar için tercüme ettim.) çıktıktan sonra olanları hiç mi merak etmedik ?
Ya o Kral'ın pipisi küçüktüyse ? Düşünsene adamın yaşadığı utancı, ya gidip sarayın (Sinop) burnundan kendini (Kara) denize atıcaktı, yada tüm halkı kılıçtan geçirecekti. Veyahut Merlin'i çağırıp herkesin hafızasını sildirecekti. Alternatif son için Heroes dizisindeki Haititili yer alıyor. DVD'de mevcut.
Ya o Kral'ın pipisi büyüktüyse ? Tüm heybetiyle halkı selamlayan o kamaşullahın özgüveni ile hep çırılçıplak dolaşmaz mıydı ? ilk savaşta oku çıplak vücuduna yiyip, Breaveheart'a göz kırpmaz mıydı bu senaryo.
Hiç düşünmedik, neden önümüze konan pilavı yiyorduk. Ama sarayın papazı o pilavı her gün yemezdi bunu da hiç düşünmedik. Ah benim aptal kafam, ah.
ilişmek isteyenler
oha ben bunu daha önceden okumuştum, yemin ederim benimde aklıma gelmişti, merhaba birşeyler içsek mi diyecek olan arkadaşlar için ciddenveremem@hotmail.com adresini veriyorum. Amma velakin pek bakmıyorum, ve üzgünüm msn adresim bu değil.