Sofranın herşeyi yerli yerinde. Rakı şişesi , su, buz, mezeler. Ve çalgıcılar.
Rakı şişesi benim, mezeler ise muhabbetimiz. Su sensin ve buz ise sevgimiz. Çalgıcılar ise çevremiz. Onlar çalar biz söyleriz. Zaman zaman onlara eşlik eder, hepberaber söyleriz zaman zaman içten söyleriz. Kimi zamanda istemeyiz onları, eşlik etmez kalkıp oynamayız.
Rakı saftır, su aziz. Safta içilir, hemde çok kolayca. Safın içine azcık buz koydun mu olmaz hep birşeyler eksik gelir. Su ile tamamlamak gerekir. Buz payına göre doldurursun bardağı su ile. İşte o zaman bildiğimiz görüntüsü ile rakı çıkar ortama, işte içimi en güzel en rahat en keyifli olanıdır. Ama bazen suyun olmaz, safça içersin onu. İçinde buz parçacıkları ile, rakı bulanmıştır artık, suyu arar olmuştur. İşte saf içmenin de tek kötü yanı odur, acı olur zorlanırsın yutkunur iken. Meze de bitmeye başlarsa artık o sofradan kalkma zamanı gelmiştir, o saatten sonra çalgıcıların sesi davul olur kafa şişirir. Önemli olan limitlerini bilip sofraya oturmaktır, körü körüne sarhoş olup, tek başına kalkmamalı masadan.

0 Comments:

Post a Comment



Müritler


 

Bu adreste yazılan bütün yazılar yazan kişiye aittir.Çalan, izintisiz alıntı yapan hakkında işlemler yapılacaktır.Yapıcaksan da haber ver.
Sayfanın bu kısmını okuduğuna inanamıyorum, git daha makul işler ile ilgilen.