ilkokuldayken herkesi belli bir düzene alıştırmak adına yapılmış olan sistemi hatırlayacaksınız hepiniz. Sınıf başkanı, yardımcısı , temizlik kolu, bilmem ne kolu. O yaştaki çocuklara sorumluluk aşılamak verilen görevi layıkı ile yerine getirmek amacı ile planlanmış bir gaye. Genelde sınıf başkanı çok popüler bir koldu, konuşanları yaz, asayişten sorumlu ol gibisinden ön plana çıkmış bir kol tabi yardımcı ise şerif yardımcısı gibi yardımcı kelimesinin hakkını verircesine yanından ayrılmazdı. hayatımızın ilk ve muhtemelen son (oh ayar verdim) demokratik deneyimini gerçekleştirip oylama sonucu karar verirdik kimin ne kolu olucağına tabi.ilkokul hayatı boyunca pek sevilmemiş sınıfın quasimodo'su olan ben, genelde temizlik kolu seçilirdim.Ve o zengin çocuklar çöplerini yerlere atıp "temizle ha ha, temizle seni yer bezi parçası" gibi hakaretlere maruz kalmazdım pekala çünkü o zamanlar ki hırçın doğam gereği korkarlardı benden karışmazlardı. Bana göre saçma sapan kola takılan banttan ibaret idi bu kolluk kuvveti mevzusu. Hoş bizim öğretmenimiz olan Aysel Durmuş aydın bir insan olduğundan ötürü böyle bir ayrımcılığı ve çocuklarını üzmemek için hergün bir kişiyi sınıf başkanı yapardı sıra ile ki bence bütün öğretmenlerin bunu yapması lazım, sorumluluk duygusunu kollektif bir biçimde yedirmeli o toy bünyelere ki bilinç altında bencilliği derinlere gömelim (oh mesajda verdim). Tabi bu pazubandı kimi öğrenciler arasında çekişmelere, kavgalara neden olmuştur. Kırtasiyelerin bu işteki paylarını da hiç azımsamamak lazım. Amerikan filmlerindeki gibi yarışlara sahne olmuş pazubandı sevdası yüzünden her iki koluna birer tane takmış, ince koluna bol gelen pazubandı koldan düşmesin diye ağırlık çalışmış veya içine yün kazakta giymiştir. Bu sistemin saçmalığına kooperatif kolu olana kadar inandım. ne zaman ki kooperatif kolu olarak seçildim işte o zaman bu işin meyvesini yemeye başlamıştım. Yapılan toplantı neticesinde sınıf arkadaşlarımdan para toplamam söylenmişti, kişi başı 2milyon toplanacaktı. 3 kağıda başvuran ben sınıf arkadaşlarımdan 5 milyon alıp topladığım 150 milyonu ise okul yönetimine vermemiştim, bu işte ortağım olan berkin'in ise sus payı olarak %50lik bir hisse istemesi üzerine kendisini fena bir şekilde pataklamıştım tabi ki. Kooperatif kolu her zaman kazançlı bir kol olmuştu benim için, insanları dolandırıyordum. Bu iş o kadar hoşuma gitmişti ki inşaat mühendisliği okuyup müteahhit olucaktım zaten müteahhit olmak için gereken göbek ve bıyığı bırakmıştım bile.
Bu kadar pislik bir insan değildim canım anlattıklarımın hepsi yalan, sizi yapmış olduğum sosyal bir deneyin içinde kullandım aslında yazının sonunu trajik bir ölüm ile bitirecektim ama vazcaydım çok üzmeyeyim dedim. Keşke o kadar zeki olsaydım da şu yazıyı malibudaki yazlığımın havuzunun başındaki dizüstü bilgisayardan yazıyor olsaydım.

0 Comments:

Post a Comment



Müritler


 

Bu adreste yazılan bütün yazılar yazan kişiye aittir.Çalan, izintisiz alıntı yapan hakkında işlemler yapılacaktır.Yapıcaksan da haber ver.
Sayfanın bu kısmını okuduğuna inanamıyorum, git daha makul işler ile ilgilen.